Veliaht Başkanın her ne kadar genel başkanlık beklentisi olsa da birilerinin de o koltuğa Mesut Öner’i hazırladıkları kulislerde konuşulmaktadır. Ali Yalçın sonrası dönemin şimdiden dizayn edilmeye çalışıldığı bir ortamda Tekin Korku’nun azledilmesi bir tesadüf değildir. Taban ise bazı yanlış uygulamalar karşısında sessiz kalan mevcut yöneticilere sıcak bakmamaktadır. Erdemliler Hareketi; bağrından, içinden ve özünden yeni bir lider çıkarabilecek güce, birikime ve potansiyele sahiptir.
Rantçı, vesayetçi ve kindar bir avuç sendikacıya başkaldırmak için daha neyi bekliyorsunuz! Haksızlıklar karşısında susmaya devam derseniz bir gün sıranın size geleceğini bilin, tepkinizi şimdiden gösterin ve medeni cesaretinizi toplayarak: “Tekin Başkanımızın yanındayız! Tekin Korku’yu korkutamazsınız, sindiremezsiniz ve baskı altına alamazsınız. Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz içiniz. Hepimiz Tekin Korku’yuz. Bir avuç rantçı, vesayetçi ve kindar yöneticiden korkmuyoruz” diyerek, korkmadan haykırın! Haykırın ki, teşkilatın tepkisini gören bir avuç vesayetçi yöneticinin yaptığı bu icraatın pek tekin bir iş olmadığını görsünler ve bundan sonra verecekleri kararları hayata geçirmeden önce bir kez daha düşünmek zorunda olduklarını anlasınlar.
Teşkilat buluşmalarında Türkiye’nin iki yıldan beri gündeminde olan Kuşadası Villaları konusunda ne olup bittiğini Genel Başkana soramıyorsanız, bu buluşmaların ne anlamı vardır! Değerli şube başkanları dolgu malzemesi mi ki, Ali Yalçın’ın ezberlediğimiz moddaki konuşmalarını elleri patlarcasına alkışlamak için teşkilat buluşmalarına katılıyor! Sizler sıradan bir sivil toplum örgütünün sıradan bir yöneticisi değilsiniz. Bir milyon Memur-Sen Ailesi, teşkilatımızın omurgasını oluşturan şube başkanlarından üç günlük dünyeviliklerinin gerektirdiği değil; temsil ettikleri bu soylu hareketin büyük ideallerinin gerektirdiği bir duruş beklemektedir.
Mevcut başkan can çekişirken yeni veliahtın önü açılıyor…
Eğitim-Bir-Sen Ankara 4 No’lu Şube Başkanı Tekin Korku’nun “gözünün üstünde kaşı var” diyerek azlettiler. Varsın olsun azletsinler, şimdilik mühür de kendilerinde, para muslukları de kendilerinde, insan kaynakları de kendilerinde, ağa da kendileri paşa da kendileri. Sendikanın örgütsel gücünü şahsi çıkar ve menfaatleri için teşkilatta korku iklimi tesis ettiler. Ne var ki farklılıkları zenginlik kabul eden kurucu iradenin aksine tek tipçiliğin sürdürülebilir olmadığını kendileri de gördüler. Artık, “gidene kadar ne götürürsek o gelir bizimle.” modundalar.
Genel Merkezin Sanal Gerçekliği
Hukuk nazarında kişiler; “gerçek kişiler” ve “tüzel kişiler” olmak üzere ikiye ayrılır. Bu iki kişi kavramının yanında bir de “sanal kişiler” olmak üzere üçüncü kişi kavramı, iş bilmezler tarafından A. Tanıl Karakuş karakteriyle literatürümüze girmiştir.
Teşkilatımızda salonları coşturan çok güçlü hatipler varken, haftalık yazılarıyla çok etkili kalemler varken koskoca bir camiayı savunma görevinin sanal bir karaktere kalmış olması ne hazindir.
Sanal karakter için söylenecek tek söz: “Her lafa verilecek bir cevabım var. Lakin bir lafa bakarım, laf mı diye, bir de söyleyene bakarım, adam mı diye!” Hz. Mevlana’nın öğretisi doğrultusunda karşımızda adam diye ortalıkta görünen insan olmadığına göre cevap vermeye de değmez.
Erdemliler hareketimizin Veliaht Başkanının kalibresini teşkilatımızın ölçebilmesi için 21.08.2023 tarihinde yayımladığı “Başını Yine Kuma Gömmüşsün!” başlıklı yazısından: “Sen ne kadar başını kuma gömsen de açıkta kalan kısmından seni herkes tanıyor. Adınızla yazın da kalibrenizi ölçelim. İsminle yazmaya yüreğin yeterse bir gün haber ver, olur mu?” şeklinde alıntılanan ifadelerini değerli teşkilatımızın takdirlerine sunuyoruz.
Raf ömürlerini tamamlamış bir avuç rantiyeciye bir milyon üye diyor k:
Dava dava diyerek maaşlarını astronomik rakamlara çıkaranları da biz göndereceğiz. Üç dönem kuralını kaldırarak konforlu ve şatafatlı sendikal saltanatlığı oluşturanları da biz göndereceğiz. Genel merkezlerin ve şubelerin aylık gelir-gider bilançolarını yayımlamayarak yönetimin en temel ilkelerinden olan şeffaflığı ve hesap verebilirliği ihlal edenleri de biz göndereceğiz. Seçimlerin serbestlik ve şeffaflık ruhundan uzak mevcut yöneticilerin koltuklarını korumayı esas alan sadece prosedürlerin yerine getirildiği formaliteden ibaret seçim yaparak yeni sendikacıların yetişmesine fırsat vermeyenleri de biz göndereceğiz. Dava maskesinin arkasına saklanarak rant peşinde koşanları da biz göndereceğiz. Kooperatif adının masumiyeti altında tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan hazine arazilerine çökenleri de biz göndereceğiz. Memurlar kirada otururken kendilerine lüks villa yapanları da biz göndereceğiz. Sosyal konut yapma taahhüdüyle devletten aldıkları TOKİ arazisini amacı dışında kullanarak devletimizin iyi niyetini suistimal edenleri de biz göndereceğiz. İşin tam merkezinde olduğu halde “Kuşadası Villalarının bizimle alakası yoktur” diyerek teşkilatına yalan söyleyenleri de biz göndereceğiz. Teşkilatı bir aile şirketi gibi yöneterek sendikal çürümeye zemin hazırlayanları de biz göndereceğiz.
Emekçilerin alın teri üzerine kurdukları sendikal ağalığı yıkmakta azimliyiz, kararlıyız, inançlıyız ve inatçıyız. Sendikamızı rant ve zenginleşme aparatı yapanlardan kurtararak Akif İnan’ın kurucu değerleri üzerinden erdemliler hareketini yeniden büyüteceğiz.
Yıldırım Demirci