Hafta sonu küçük yeğenim Muhammed'in veli toplantısına katıldım. Pazar günü olmasına rağmen toplantı saat dokuza koyulmuştu. Elbette bundan da vardır bir hikmet deyip sabah daha erken çıktım evden. Uzun süre bekledikten sonra birkaç veli daha gelmeye başladı. Saat dokuzu gösterirken içeri girdik ama tüm sınıflardan ancak beş kişiyi buldu sayımız. Yarım saat sonra güneş sınıfında yedi, sekiz kişi olduk. Ögretmen, bekletmemek adına toplantıya geçmişti ama bitime kadar sayımız artmadı. Velilerin ilgisizliğinden mi, toplantının pazar günü olmasına rağmen erken saatte yapılmasından mı, öğretmen ile veli iletişiminden mi bilemedim ama tüm okulda katılım çok azdı.

Öğretmenimiz, toplantıdan önce kendimizi tanıtmamızı ve kavanozdan çektiğimiz notu sesli bir şekilde yanıtlamamızı istedi. Velilerden birinin;  "Çocuğunuz en çok ne zaman mutlu olur." Notuydu. Hem notu çeken bayan, hem diğer velilerin desteklediği görüş çocuğumuz en çok ona oyuncak veya hediye aldığında mutlu olduğuydu.

Birbirini destekleyen ve birbirini doğrulayan konuşmalar ardı ardına sıralanırken aklıma İngiltere'de yapılan bir araştırma geldi.

Çocuklar gerçekten ne zaman mutlu olur?

Kapalı bir alanda tek tek kayıt altında yapılan bu araştırmada önce anne ve babalara şu soru soruluyor: Çocuklarının onlarla geçirdiği en mutlu anı hatırlamaları isteniyordu.

Anne ve babaların yanıtları birbirine çok yakındı. Hepsi de çocuğuna maddi bir hediye aldığı zaman mutlu olduğunu söylüyordu. Kimi tablet aldığım gün, kimi çok istediği bisikleti aldığı zamanı hatırlatıyor. Matematik sınavından şart koştuğu yüksek notu aldığında ona paten hediye ettiği zaman diyor bir başkası. Başka bir aile ona ilk telefonu aldığı vakti, çocuğun en çok mutlu olduğu anıyı hatırlıyor.

Türkiye'de yapılan benzer araştırmada yine yakın sonuçlar çıkıyor ortaya. Çarpışan arabalara gittiğimiz gün diyen var. Beş yıldızlı büyük bir otele tatile gittiğimiz zaman diyen var. Odasını özenle, bezenle hazırlayıp onunla ilk karşılaştığı anı hatırlayanlar, alışverişe gittiği günü söyleyenler, okul kıyafetleri, kırtasiye malzemeleri, pahalı oyuncak diyenler oluyor. Çocukların en mutlu anını hep ona aldıkları bir hediyeyle anlamlandırıyor aileler.

Oysa ailenizle geçirdiğiniz ve sizi en çok mutlu eden nedir sorusu çocuklara sorulduğunda aileleri derin bir düşünceye daldıran ve şaşırtan cevaplar çıkıyor ortaya.

Ne lüks tatil otelleri, ne pahalı oyuncaklar, ne marka kıyafetler, ne maddi nesneler..

Anne ve babamla saklambaç oynamıştım diyor bir çocuk. O benim en mutlu günümdü. Diğeri onlara bir gün omlet yapmıştım diyor. O anı hiç unutmuyorum. O kadar mutlu olmuştum. Babamın karnında zıplamak diye söylüyor onu en çok mutlu eden hatırayı söylerken bir çocuk. Babamla yağmur sonrası çamurda oynamak diyor birisi. Bir başkası evde timsahçılık diyor. Diğeri beraber yürüyüşe çıkmak olduğunu söylüyor. Onu mutlu eden zamanları söylerken...

Bundan 10-20 yıl sonra çocuklar, onlara verdiğiniz hiçbir lüks hayatı,  hiçbir pahalı oyuncağı, hiçbir marka kıyafeti hatırlamayacak. Onlara sunduğunuz imkanları hatırlamayacak. Onlara nasıl davrandığınızı ve ne hissettirdiğinizi hatırlayacaklar. Onlarla geçirdiğiniz kıymetli zamanları hiç ama hiç unutmayacaklar.

Sevgili anne, babalar!

Çocuklar, sizinle beraber olmaktan keyif alıyor. Onlar, sizinleyken mutlu oluyor. Bir güzel söz, sevgi dolu bir bakış, bir dokunuş, bir sarılış dünyanın en pahalı hediyelerinden daha fazla onları sevindirip mutlu ediyor onları. Onlarla eğlenceli zaman geçirin. Onlarla oyunlar oynayın. Bu onlar için en güzel dondurmadan, en tatlı yemeklerden daha fazla tat ve lezzet verir.

Zaman geçiyor, ömür tükeniyor. Birlikte olmanın şükrünü eda edin ve bu nimetten kısmetinizi heba etmeyin. Çocuklar yanınızda ise hemen onlara sıkıca sarılın ve onlara sevdiğinizi söyleyin. Yorgun olsanız dahi onlarla küçük bir oyun oynayın.

 Unutmayın! Onların hayatta en çok size ihtiyaçları var. Oyuncaklara değil..

Burada;  Dargeçit Zübeyde Hanım anaokulu Güneş Sınıfı Öğretmeni Asime Çiçek'e bir teşekkür etmeyi unutursam bu yazının kalbinde yara kalır. Hocamızın sıcak ilgisi, iletişimi, velilerle diyaloğu, sınıfın uyumu, düzeni, çocuklar hakkındaki detaylı destekleyici bilgisi, yaklaşımı, etkinlikleri, hazırladıkları, zarif ve nezaketi, donanımı ve birikimi, geleceğe dair düşleri, çocuklara dair besledikleri, onları sahiplemeleri, iyi kalbi ve berrak yüreği için teşekkür etmeyi borç bilirim.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

backlink paketleri
tez yazdırma