İstanbul Egemenliği

İstanbul ilk çağlardan günümüze kadar önemli bir şehir olmuştur. Sahip olduğu doğal güzelliklerinin yanında, medeniyetlerin merkezi olması ve kıtalar arası geçiş bölgesi olması da değerine değer katmıştır. Tarih boyunca İstanbul’a Antik Yunan, Roma, Bizans, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti Devletleri hükmetmiştir. İstanbul’a değer katan özellikler bunlarla kalmaz. Ayrıca Ortodoksluğun ve Doğu Roma’nın merkezi olması tüm dünyanın İstanbul’la ilgilenmesine ve İstanbul egemenliğini arzulamasına yola açmıştır.

İstanbul’u 330-395 yılları arası Roma İmparatorluğu, 324-1453 yılları arasında Bizans İmparatorluğu, 1453-1922 yılları arası Osmanlı İmparatorluğu, 1922’den günümüze kadar Türkiye Cumhuriyeti yönetmiştir. Tarihin her döneminde İstanbul için devletlerarasında mücadeleler yaşanmıştır.

Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u ele geçirince İstanbul’da Türk egemenliği başlamış, Avrupalı devletler İstanbul kaybının acısını derinden hissetmiş, Osmanlı Devleti gücünü yitirmeye başlayınca İstanbul’u geri alma hayalleri kurarak projeler oluşturmuşlardır. Avusturya ve Rusya Grek ve Dakya Projeleriyle İstanbul Merkezli devlet kurmayı planlamışlardır. Yunanistan ise İstanbul’u alarak Bizans Devleti’ni yeniden canlandırmayı düşünmüşlerdir.

İstanbul dünyanın merkezi gibidir. Londra, Paris, New York, Kahire ya da Tahran da önemli merkezlerdir. Ancak hiçbiri İstanbul kadar çekici gelmez İnsanlara. Trafiğine, pahalılığına, yoruculuğuna rağmen başka bir güzeldir İstanbul. Köklü tarihi, doğal güzellikleri, kültürel çeşitliliği her kesimden insanı etkiler. Siyasal, etnik, tarihi çeşitliliği hoşgörü, saygı, özgürlük getirmiştir İstanbul’a. Bu özgürlük ki ne muhafazakârı rahatsız eder ne ilericiyi.  

Sadece seyretmek bile özeldir İstanbul’u. Nice şiire, romana konu olmuştur. Sahip olduğu tüm özellikler başka yapar İstanbul’u. Her insan, her devlet, her kimlik kendinden bir şeyler bulur İstanbul’da. Aidiyet hissettikleri bu şehre nasıl egemen olmak istemesinler?