“Sayılar yalan söylemez, ihtiyaç göz ardı edilemez.”

Millî Eğitim Bakanlığı’nın 2025 yılı il dışı atama sürecinde açıklanan kontenjanlar, on binlerce öğretmenin yer değişikliği talebine yanıt vermekten uzaktır. Ataması gerçekleşmeyen binlerce öğretmen şu anda sistemde kilitlenmiş durumda; tayin hakkını kullanamamakta, yerinde saymakta ve buna rağmen sesini duyuramamaktadır.

Peki neden ikinci bir il dışı atama yapılmalıdır? İşte gerekçeler:

1.  Norm Güncellemeleri Gerçek İhtiyacı Yansıtmıyor
Mevzuata göre norm güncellemeleri yılda bir kez, ekim-kasım aylarında yapılmaktadır.
Oysa:
Şubat ayında seçmeli dersler belirlenir.
Yıl sonuna kadar yeni şube ve sınıf seviyeleri açılır.
Yeni açılan okullar ve kademe ilerlemeleri yaşanır.

Ancak il dışı atamalar haziran ayında, normlar güncellenmeden önce yapılır. Bu da kontenjanların “yok” gösterilmesine, oysa sahada fiilî öğretmen ihtiyacının devam etmesine yol açar.

2.  Yeni Açılan Okullarda Kademe Artışları Göz Ardı Ediliyor

Örneğin:
2022’de açılan bir Anadolu lisesi, 2025’te ilk defa 12. sınıf okutacaktır.

Bu durum, başta Türk Dili ve Edebiyatı, Tarih, Coğrafya gibi kültür dersleri olmak üzere ek öğretmen ihtiyacı doğuracaktır.

Ancak bu ihtiyaç, norm güncellenmediği için sistemde hiç görünmeyecektir.

Aynı şekilde yeni açılan bir ilkokulda, her yıl bir üst sınıf açıldığında şube kadar yeni öğretmene ihtiyaç doğar. Bu da henüz görünmeyen, ama fiilen var olan açık anlamına gelir.

3. Veriler ve Gerçekler Çelişiyor

Türkiye’de 2023-2024 verilerine göre 75.467 okul bulunmaktadır.
Her yıl yeni okullar açılmaktadır.

Buna karşın, bu yıl açılan il dışı kontenjan sayısı sadece birkaç binle sınırlıdır.
Bu, sistemin fiilî ihtiyacı yönetemediğini ve kontenjanların sınırlı tutulduğunu gösterir.

4. İl Dışı Olmadan İl İçi De Kilitleniyor
İl dışı atamalar yetersiz olunca, il içi tayinlerde sıra sistemleri işlemiyor.

Öğretmen aynı ilde yer değişikliği yapamıyor.
Sıra tayinleri yıl boyu kıpırdamıyor.

Eğitim hareketliliği durma noktasına geliyor.

İkinci İl Dışı atama yapılmazsa, bu tıkanıklık bir sonraki yıl da devam edecektir.

5.  Psikolojik Yıpranma ve Aidiyet Sorunu Büyüyor

Öğretmenlerin büyük bölümü ailesinden, eşinden, çocuklarından uzak görev yapıyor.
İl dışı talebine karşılık bulamayan öğretmen:

Kurumuna değil, mecburiyetine bağlı hissediyor.
Performansı düşüyor, aidiyet duygusu zayıflıyor.
Bir sonraki yıla umutsuzlukla başlıyor.

Bu duygu, yalnız bireysel değil; kurumsal verimliliği ve eğitim kalitesini doğrudan etkiler.

6.  Çözüm Çok Basit: Güncel Normlar Üzerinden Yeni Bir Atama

İkinci bir il dışı atama yapılması:

Yeni güncellenen normlar esas alınarak,

Daha adil ve gerçekçi kontenjanlarla,
Sistemdeki fiilî açıkların giderilmesini sağlar.

Bu adım, öğretmenin yalnızca yer değişikliği değil, eğitimde adalet duygusunu yeniden kazanması anlamına gelir.

İkinci İl Dışı Atama;

Mevzuata uygundur,

Teknik olarak yapılabilir durumdadır,
Eğitimde hareketliliği sağlayacak etkili bir çözümdür.

Bu bir talep değil, bir zarurettir.
Öğretmenler artık sabır değil, adım beklemektedir.

 Sayın Bakanımızdan beklentimiz nettir:
 Güncellenmiş normlar üzerinden ikinci bir il dışı atama takvimi acilen ilan edilmelidir.

 #İkinciİlDışıTümNormlarAçılsın
@leventkuruoglu
 
@HurEgitimSen

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

backlink paketleri
tez yazdırma