Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!
Öğretmen Meslek Kanunu öğretmenlerin gündemini bu kadar meşgul ederken bir teklifim var. Hatta çözüme çok yakın bir şey bile olabilir.
Milli Eğitim Eski Bakanı “Yüzyılın Rüyası” diye bahsettiği ve çalışmalarını başlattığı ÖMK gün geçtikçe Yüzyılın Kabusuna döner oldu. Önce Aday Öğretmen ve Kariyer Basamaklarından oluştu sonra yeni versiyonu ile disiplin ve akademiden ibaret oldu.
Meslek Kanunu üzerine çok konuşacağız ancak 34. Madde noktasında bir önerim var. Bu maddeyi tabi ki kabul etmiyorum, kabul edilebilir bir madde asla değil. Mücadelem bakidir. Bakanlığın bunca ısrarına karşılık ”Farzet ki uyguladınız” diyelim
Öğretmenin iş güvenliğini elinden alan bu maddede en önemli nokta öğretmenlerin GÜVENİ noktasıdır. Öğretmenlerimiz kendinden emin, mesleki performansına, emeğine, bilgi ve becerisine güveniyor. Ancak maruz kalacağı sözde denetime güvenmiyor.
Bir okul müdürü öğretmenin yeterliliğini sorgulayacak, eğitim müfettişleri karar verecek.
Şimdi yıllardır bu camianın içinde biri olarak bildiğimiz, gördüğümüz ve tecrübe ettiğimiz birçok olaya binaen soruyorum ben.
Bakanlığın öncelikli meselelerinden birinin okul idarecileri olması gerekiyor. Öğretmenden önce Bakanlığımızın kendilerini temsil eden okul idarecilerine yönelik çalışmalar yapması elzem bir noktaya gelmiştir.
Okul idarecilerin o koltuklara oturma ve o koltuklardaki kalma süreçleri hepimizin malumu. Bu sürecin açtığı yönetimsel krizler de gündemden hiç düşmüyor.
Şimdi liyakati yol kenarına çekerek yolunu çizen birinin, bir öğretmenin hakkındaki düşüncelerine nasıl güvenebilirsiniz? Bu idarecimiz ideolojisini, sendikasını, tavrını hatta o noktaya geldik ki burnu var diye öğretmenin yeterliliğini sorgulamaya kalkabilir. Hoş kendince o da haklı. Kötü kokuların alınmaması lazım.
Okul müdürümüzün keyfini denk ettik geçelim müfettiş sürecine. Müfettiş koskoca okul müdürünü yalancı çıkarmak istemeyebilir. Veya bakarsanız bu müfettiş denetimlerine; yetkili sendika üyelerinin soruşturmaları ve sonuçları konusunda kanun, hukuk, adalet tanınmayacak hale gelebiliyor. Yanlış anlamayın hukuksuz bir durum var demiyorum, hukukuna uyduruluyor.
Naçizane fikrim Öğretmenlik Meslek Kanunu’ndan önce Müdür-Müfettiş Meslek Kanunu çıkartılsın ya da kanuna konulsun. Önce onlar için ciddi bir akademi kurulsun, sınav üstüne sınavlara girsinler, zor olsun bu sınavlar da hatta. Sonra yeterli olurlarsa göreve başlasınlar. Görevleri süresince de sürekli bir denetime tabi tutulsunlar. Hata ve yanlış yaptıklarında geri hizmete alınsınlar.
İşi yapacak ehil değilse iş rezil olur. Milli Eğitim Bakanlığının işi eğitim, eğitimi yürüten öğretmen. Öğretmenin iş güvencesini liyakatsiz şekilde gelinen makamlara, yetkili sendikanın hatrının çooook olduğu değerlendirme, denetleme görevlilerine teslim ediyor.
GÜVEN gidiyor Bakanım. Öğretmeninizin iş güvencesini birkaç keyfi iki dudağın arasına koyarsanız Bakanlık nasıl yürütecek eğitim işini. Bu duruma getirilen öğretmen nasıl eğitim verecek?
Tekrar ediyorum; İşi yapacak ehil değilse iş rezil olur. Gemiler kağıttan olmaz, kağıttan gemilerle yola çıkılmaz.