Tüfek icat oldu mertlik bozuldu. Yiğitlik, mertlik destanlarda kaldı.

Eskiden edepsizliğin bile bir edebi vardı. Ne güzel! Aklımda kalan biraz komikçe bir yaşantı bilirim belki de bir rivayet ama yerinde bir anlatım olacak.

Zamanın birinde başkalarının mallarıyla geçimini sağlayan biri var imiş. Yaşadığı yerde de açıkça bilinirmiş. Yaşlıca bir amca yıllık hasadını kaldırmış, ambarına taşımaya başlayacak iken yoldan kötü alışkanlığı olan kişi yoldan geçiyor imiş. Amca seslenmiş. “Oğlum bak ne kadar alacaksan al ambara taşımadan, taşıdıktan sonra alırsan bir de emeğime yanmayayım. “ O kişi “ayıp ediyorsun” anlamın da bir bakış atmış; “biz kimin malını alacağımızı biliriz amca sen rahat ol.”

Gülüyoruz bence ama hafif derinleştiğinde günümüz şartlarına göre güzellik görüyoruz.

“Bu kadar mı kötü halimiz?” diyeceksiniz. Maalesef öyle. Bakınız aynaya, bakınız yaşadıklarımıza. Hiç bu kadar böyle olmuş muyduk? Eskiden de vardı ama edebi de vardı. Şimdi “pes” demek bile bizi tatmin etmiyor.

Eğitimimizdeki liyakatsizlikleri, onları taçlandıran davranışları, milli bir hedefi kişi ya da kişilerin menfaatlerine indirgemeler…

Eğitim, eğitimin mimarları öğretmenlerimizle yürütülür. Bu mekanizmanın en önemli noktaları da idarecilerdir. İşte burada liyakati kaldıralı rotamız ilginç bir yere döndü. Geriye dönmeye bile razıydık oysa. Eskiden de vardı belki bir şeyler. Ama bu kadar liyakatsiz kişiler değildi. Biliyorlardı bir şeyler. Ayrıca insan olduklarının farkındalardı. Eziyet akıllarının geçmezdi pek.

Peki ya şimdi? İmzayı attınız mı idarecisiniz! O imza kadar sorgulanmıyor hiçbir vasfınız, bilginiz, beceriniz. İmzadan sonra makam kataloğu; ne verelim abime, ablama.

O imzayı atanlara da sormadan geçemeyeceğim. Siz şimdi idareci mi oldunuz

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

backlink paketleri