TÜRK ÖĞRETMENLERİNİN TRİBAL ENFEKSİYONLARLA İMTİHANI

Öğretmen haberleri ve gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!

Kat nöbetçisiyim. Kızlardan biri ağlayarak geldi. Ama ne ağlamak, bağıra bağıra ! 
Benim öğrencim değil, 4. sınıflardan. 
“Ne oldu kızım” dedim?
“Erhan vurdu öğretmenim” dedi. “Bana tokat attı.”
Nasıl iç çekiyor, dura dura ağlıyor böyle.
Diğer çocuklar da etrafımızı çevreledi. Böyle durumlarda bir anda meraklı bir grup oluşur.
Ne olmuş? Neden ağlıyor? Kim vurmuş?
Aynı zamanda çocuklarda garip bir merhamet hissi de uyanır. 
Teselli ederler. Bir grup saçını okşar.
Ağlayan daha beter ağlayıp, iyice derbederi oynar.
“Neyse” dedim. “Getirin şu Erhan’ı. Neymiş sorun? Öğrenelim.”
Üç dört çocuk anında ortadan kayboldu. Biraz sonra Erhan’ı getirdiler.
Bir olay, kavga olduğu anda özellikle erkek çocuklarda garip bir hırsız polis psikolojisi uyanır. Getirdiklerini sanki ciddi bir suçluymuş gibi adalete teslim ederler.
Erhan’ı da böyle yaka paça tutmuş, getiriyorlar.
Çocuk şaşkın. Ne olduğunu anlamaya çalışıyor..
- Arkadaşına vurmuşsun, dedim. Tokat atmışsın.
Önce anlamadı.
- Ben yapmadım öğretmenim, dedi.
-Arkadaşın ona vurduğunu söyledi, dedim. 
Çocuk yemin ediyor. 
-Öğretmenim valla yapmadım, diyor.
Kıza bakıyorum. Ağlıyor. Ben Erhan’a soru sordukça daha çok ağlıyor.
- Kızım emin misin, dedim.
- Evet öğretmenim bu vurdu. Geldi vurdu bana. 
Yüzünü eliyle kapıyor. Nasıl ağlamaklı.
Erhan daha da şaşkın. 
- Öğretmenim valla billa ben yapmadım, yemin ediyor.
Bir yandan da baktım doğru söylüyor sanki çocuk.
Çok kritik bir andır. Olayı çözmek için ipucu ararsınız. 
Böyle Sherlock Holmes olacağınız tutar. Bazen o ipin ucu kaçar ama siz aramaya devam edersiniz.
Kıza döndüm tekrar dedim ki?
- Ne zaman vurdu?
İşte arkadaşlar.
Doğru sorular sormanın önemini o zaman anladım.
Bir sürü şey bilebilirsiniz, ama doğru sorular soramazsanız gidiş yolu doğru da olsa, problemin sonucu hatalı çıkabilir.
- Ne zaman vurdu kızım, dedim. Yüzüme baktı iç çeke çeke;
- Geçen sene vurdu öğretmenim, dedi.
Ben bir on saniye kaldım böyle..
Erhan şaşkın, ben daha şaşkın, kız hala ağlamaklı, olay yeri inceleme ekibi çocuklar saf saf bakıyorlar. Nasrettin Hoca fıkrasındayız sanki. Aynen “ya tutarsa hesabı “ yani
Çocukları karakter olarak tanımadığım için tam anlamlandıramıyorum olayı.
Meğerse işin özü şuymuş:
Kız, çocuğa âşık. Çocuk da olmaz diyor. Kız da sinirini nasıl alsın?
Geçen seneki bir olayı hatırlayıp, intikam alıyor.
“Vayyy be!” dedim. Plana bak. İntikam soğuk yenen bir yemektir dedikleri bu olsa gerek.
Dedim:
- Erhan sen git çocuğum sınıfına.
Sonra kıza döndüm. İçimden şuna bir tane de ben mi vursam? Nasıl olsa bir sene sonra hatırlıyor diye söylemedim desem yalan olur. Böyle anlarda içinizdeki o iç ses ile çok ciddi bir karşılaşma yaşarsınız. İlk tepkiniz etki-tepki prensibi gereği sert çıkmak olsa da kendinize hakim olmak gerektiğini zorlukla kendinize hatırlatırsınız. Ağzınızdan çıkacak sözleri ve yapacağınız şeyleri hemen ağır çekime almak ihtiyacı duyarsınız. Atmış olan tepenizin kızgın kumlardan, serin sulara gelmesini beklersiniz. Kıza uzun uzun baktım.
Elimde simit vardı. Bak dedim. 
-Bu simit geçen seneden kalma. Yer misin?
Anlamadı tabi. 
- İstemiyorum, yemem ben onu, dedi.
- O zaman geçen sene olmuş bir olayı niye bize yedirmeye çalışıyorsun, dedim.
- Ama öğretmenimmm, diye ağlamaklı konuşmaya başladı.
- Neyse, dedim. Sen al bu simidi, seneye gel. O zaman bu konuyu konuşuruz. Her baktığında da beni ve Erhan’ı hatırla. Nasıl olur sence, dedim.
O ağlayan kız bir anda sustu. Sinirli sinirli yürüdü gitti.

Evet arkadaşlar biz sadece sınıflara girip ders anlatmıyoruz.
Bunun gibi o kadar çok olay oluyor ki.
Ders anlatmak işin en kolay yanı.
Karşınızdaki bir çocuktur. Bir yetişkin olarak aklınıza gelmeyecek bin türlü şeyle karşılaşırsınız.
Her şeye rağmen sakinliğinizi korumak, çözüm odaklı olmak, adaletli davranmak zorundasınızdır.
Bazı konular hata kaldırmaz çünkü. 
Bu olay bana büyük bir ders olmuştu. 
Ama en büyük travmayı garibim Erhan yaşadı.
Aşk her şeyi affeder mi bilmiyorum ama gözünün kör olduğu doğruymuş.
Neyse işin içinde aşk olunca Erhan’ında affetmesi kolay olmuştur herhalde
I loveee zır zır kızlar
I love Erhan
I love simitttttt
Herkese sevgiler
TÜLAY OLÇUM
VEDİDE BAHA PARS İLKOKULU

Alıntı Tülay Olcum sayfasından

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

fen bilimleri vozol 10000 Likit

Bosna Hersekde Üniversite Okumak

backlink al